Bu geziden ne elde ettim? Ne kazandım ne kaybettim? Karayazı dönüşü geriye ne getirdim, diye düşündüğüm zaman kaybım anılarımdaki eski Karayazı olurken yeni Karayazı’yı kazanç olarak kabullenmeli miyim bilemedim. Güneşli ve serin iki karayazı gününde hep ak bulutlar dolaşıyordu gökyüzünde ki bu benim armağanım olsun Antalya’ya diye düşündüm.

Şimdi koltuğumda gözlerimi dört açarak Karayazı’da 2500 metreden Muş Ovasında 1600 metrelere dek düşen doğadaki yüksekliğe bağlı değişimleri gözlemem gerekiyordu. Onu için de 60 yıl öncesinden kopup günümüze ve önüme bakmam gerekiyordu.

Hınıs’ta yükseklik 1700 metreye dek düştüğü için burada bitki çeşidi çok artmış olup Hınıs yeşillikler içinde şirin bir ilçeydi. Küçücük garajında köylere ve yakın yerleşimlere giden minibüsler içi içe girmiş vaziyette olup Varto minibüsünü bulup ön koltuğa çantamı koyarak yerimi ayırmış oldum. Çünkü en iyi fotoğraf çekebileceğim yer ön koltuktu.

Karayazı’da bindiğim bu İzmir arabasıyla Hınıs’a kadar gittim. Erzurum’un bu iki ilçesi arasında yüksekliğe bağlı olarak bitki örtüsünün nasıl değiştiğini fotoğraflarla belgelemeye çalıştım. Karayazı’da çayırdan başka hiçbir şeyin olmadığı 2500 metre yüksekliklerden aşağıya inildikçe ağaççıkların 2000 metrenin altında ağaç haline geldiği ve araya bazı tarım ürünlerinin de girdiğini görüyordum.

Bindiğim bu araba Muş’a uğramadan gidiyormuş. Onun için Hınıs’ta indim. Fakat Hınıs’tan da Muş’a direkt araba bulamayınca önce Varto’ya oradan da Muş’a giden bir otobüsle Muşa gittim. Karayazı Hınıs arasına göre Hınıs Varto arası biraz daha engebeliydi.

Fakat Varto’da yükseklik biraz daha düşerek 1600 metrelere dek inerek ürün çeşidi artarken kuraklık da artmaya başladı. Varto’dan sonra da bir süre devam eden engebeli arazi Muş Ovasına çıkınca ufuklara dek açıldı.

TÜRKÜLERDE OVALAR

Türküler

Pamuk tarlası, pancar çapası

Ovalar ırgatlarla dolar.

Aşk uğruna hak uğruna

Yola çıkanlar

Sarı sıcak başaklara

Ağanın, eşkıyanın zulmüne

Türkü yakarlar.

 

Suya hasret

Anadolu’da ırmaklar.

Yazlar sıcak

Kışın gönüller kurak

Yaşama can suyu türküler.

Nehirlerden alın teri akar.

Boşa çıkan emekler, boş eller

Türkülerle dolar