DÜŞÜNÜRLERİN DÜNYA BİRLİĞİ DÜŞÜNCELERİ 4

 

  1. Adamson Hoebel ve Yasal Gerçekçilik (1954)

Hukukçu antropolog E. Adamson Hoebel, hukukî realist geleneği Batı dünyasının bir parçası olmayan devletleri de kapsayacak şekilde genişletme konusundaki incelemesinde şu sonuca varmıştır  

“Ulus veya aşiret içindeki hukukta olduğu gibi uluslararası hukuk da davranışın bir parçasıdır. Fakat uluslararası ilişkilerde kuvvet ve kuvvet tehdidi dünya toplumu tarafından kontrol altına alınana kadar, bunlar sosyal anarşinin araçları olarak kalırlar. Ancak, dünya hukuku gerçekleştirilecekse, asgari düzeyde genel bir anlaşma olması gerekecektir. Fiziksel ve düşünsel dünyanın doğası ve toplumdaki insanların onunla ilişkisi önemli ve değerli olup bir sonraki adım, çağdaş dünyanın belli başlı hukuk sistemlerinin derinlemesine analizinde bulunacaktır. … Burada dünya topluluğunun üzerine inşa edebileceği ortak varsayımlar ve değerler bulunacaktır. Aynı zamanda, çözüm için üzerinde çalışılması gereken gerçekten temel çatışma noktaları ortaya çıkacaktır. Hukuk doğası gereği amaçlıdır".

“Günümüzde her türlü insan hakları söyleminin ağızlarda sakız olmasına rağmen, işgal edilen Irak’ta yüz binlerce insanın katledilmesi, Birleşik Devletler halkında ciddi bir tepkiye neden olmamıştır. Çünkü siyasal bütünlüğün dışında kalanlar için hukukun koruma mekanizmaları ya çok zayıftır ya da yoktur. İkinci husus hukukun aynı siyasal bütün içinde yer alan insan gruplarına karşı yüklendiği işlevde de tam bir eşitlik ve denge yoktur” diyerek tüm dünya için geçerli ve uygulanabilir bir hukuk sistemini savunmaktadır..

Alexander Wendt: Wendt, devleti “Bir toplum içinde örgütlü şiddetin meşru kullanımı üzerinde tekele sahip bir örgüt” olarak tanımlar. Wendt'e göre, bir dünya devletinin aşağıdaki gereklilikleri yerine getirmesi gerekir:

1-Örgütlü şiddette tekel; 2-Meşruiyet; 3-Egemenlik; 4-Kurumsal eylem. (sistematik bir şekilde birlikte hareket eden bireyler topluluğu.)

Bir dünya hükümeti, bu dört koşul yerine getirildiği sürece, merkezi olarak kontrol edilen bir orduya veya merkezi bir karar alma organına ihtiyaç duymaz. Bir dünya devleti geliştirmek için dünya sisteminde üç değişiklik meydana gelmelidir:

1-Evrensel güvenlik topluluğu – “Devletlerarası şiddet tehdidi olmaksızın barışçıl ve bağlayıcı bir anlaşmazlık çözüm sistemi.) 2-Evrensel toplu güvenlik (Suçlara ve tehditlere karşı birleşik yanıt.) 3-Uluslarüstü otorite “Her devlet için geçerli olan bağlayıcı kararlar)

Wendt’e göre bir dünya devletinin gelişimi, 5 aşamadan oluşan bir süreç olarak kavramsallaştırılır:

1-Devletler sistemi; 2-Devletler Topluluğu; 3-Dünya toplumu; 4-Toplu güvenlik; 5-Dünya devleti. 

 Dünya devleti ortaya çıktığında, devletlerin geleneksel ifadesi, dünya devletinin yerelleştirilmiş ifadeleri haline gelecektir. Bu süreç, dünya sisteminde mevcut olan varsayılan anarşi durumu içinde gerçekleşir.