Çok zor ve hatta olanaksızmış gibi görünmesine karşın, eğer insanlar istekli olurlarsa, DÜNYANIN BİRLİĞİNİ sağlamak, sanılandan çok daha da kolay gerçekleşebilir. Şuradan veya buradan başlanır. İşin tekniği şöyle, pratiği böyledir gibi her alanda yol gösterecek, fikir üretecek milyonlarca beyin mevcuttur.
İş bu yola girdiği anda, şimdi hayal bile edemediğimiz, teknik ve pratik açılardan oldukça geçerli yol ve yöntemler önümüze gelecektir. İnsanların bundan asla şüphesi olmamalı ve asla bunu bir ütopya gibi algılayarak umutsuzluğa kapılmamalılardır. Ayrıca bunu denemenin hiçbir maliyeti, külfeti ve geri dönülmez, telafisi olanaksız bir kaybı ve hasarı da yoktur.
2009-2010’lu yılların dünyası şu anda, ekonomik kriz, terör, işsizlik, doğal dengesizlik ve çaresizlik içinde kıvranırken, yaşam acı ve gözyaşı, duygular kin, nefret ve düşmanlıkken, aranan yüzlerce çareden, düşünülen kurtuluş alternatiflerinden birisi de Dünyanın Birliği olsa ne kaybedilir?
Globalleşen şirketlerin küreselleşen sömürü çarkı, para peşinde aldığı yolun onda biri kadar da insanların birliği için yol alsa, savaşa ve silaha yapılan yatırımların çok azı da dünya insanlarının dostluk ve barışı için harcansa, bundan kim ne zarar görebilir?
Haydi, bu durum devletlerin ve şirketlerin işine gelmedi diyelim, peki buna insanlar niye karşı çıkarlar? Ülkemizde ve dünyada en olmaz denilen olaylar oluyor, en mantıksız düşünceler savunuluyor, taraftar buluyor, fakat dünyanın tek devlet halinde birleşmesiyle, savaşacak başka devlet bırakılmasın, savaşlar bitsin, savaşa giden para, aşa, işe, insanların barış içinde kardeşçe ve mutlu yaşaması için harcansın deyince, herkes “İmkânsız, olmaz” diye itiraz ediyor.
Bunun tek bir nedeni olabilir, insan dünyada var olduğu günden beri hep zorluk, kötülük ve mutsuzlukları yaşadığı için iyi güzel ve mutlu bir dünyanın bu kadar yakınında olabileceğini düşünemiyor. Zihni hep zorluk, kötülük ve mutsuzluk üzerine kurulup kurgulanmış çünkü.
Ayrıca neredeyse yerleşik yaşamla yaşıt olan devletler sistemi genlerimize işlemiş olduğundan ve başka bir yolunu yöntemini de bugüne dek uygulamadığımızdan, insanlar: devletler dünyasını alternatifsiz ve vazgeçilmez tek yol olarak algılamaktadır.
Bu ön yargı yıkıldığı anda, yüz binlerce beyinden, milyonlarca alternatif gelecektir. Bu yazı dizisinin amacı da zaten, bu yolu açarak, okuyan herkesin bir alternatif arayışına girmesini ve önerilerde bulunmasını sağlamaktır. Dünya birliğinin kuruluşu böylece, tüm dünyaya yayılarak internet ortamında başlayıp gelişecektir.
İlk yazılarımda da belirttiğim gibi, Dünyanın Birliği fikrini ısrarla savunmama karşın, benim bu konularda, hazır bir şablonum, belli bir düşünce ve görüşüm yoktur. Birleşmenin yol ve yöntemleri, internet ortamında bir site veya blokta, tüm dünya insanlarının görüş ve önerilerinden yola çıkılarak, siyaset bilimci, sosyolog ve psikolog gibi bilim adamlarının çalışmalarıyla kurumsallaşacaktır.
Ancak bu söylediklerim hala pek çok insana, bir ütopya, bir hayal gibi göründüğünden, mevcut devletler sistemi genlerimize işlemiş olduğundan, insanlar hala tüm insanlığın bir arada yaşamasını hayalinde bile canlandıramamaktadır.
Bu yüzden, insanların dünya birliğini kafalarında kabataslak canlandırabilmeleri düşüncesiyle, bu alanda bir otorite olmadığım halde, sıradan bir dünya vatandaşı olarak, ben burada bir Dünya Birliği formatının basit bir örneğini canlandırmaya çalışacağım.
Üstüne düşülürse, insanlar inanır ve isterse olayın ne denli kolayca gerçekleşebileceğini ve bunun insanlık için, yeniden insan olma projesi olduğunu göstermeye çalışacağım. Bunu yaparken, hiç de yeni ve bilinmedik hayali yöntemlere falan girmeyeceğim. Her şeyi tarihte yaşanan olaylarla veya bugünün yönetim özellikleriyle açıklamaya çalışarak, herkesin bildiği ve uyguladığı yöntemleri kullanarak, basit bir yol haritasını örnek olarak vermeye çalışacağım.
Tüm dünya insanlarının tek bir yönetim altında toplanıp kucaklaşabilmesi, aşağıdaki kabataslak yol haritası izlenerek ve geliştirilerek gerçekleştirilebilir diye düşünüyorum. Fakat önce dünyanın birliği konusunda bugüne dek ileri sürülen görüş ve düşüncelerden bazılarını buraya almak istiyorum. Mart 2010