İNSAN NELERE TAPAR?

Yazının başlığındaki soruya, sanırım herkes kendine göre çok farklı yanıtlar verebilir. Ama benim ilk aklıma gelen güç oldu. İnsanlar güce tapar. Peki, gücü ne sağlar? Korku, para ve savaş. Öyleyse insanlar para, savaş ve diktatörlere (korkuya) tapar. Elbette ki akıl yürüterek olayı başka taraflara da götürebiliriz. Ama burada benim amacım olayı şu anda tüm dünyanın ilgiyle izlediği Rusya-Ukrana savaşına getirmek olduğu kadar 22 sene önceki, Putin-Çeçen savaşına da götürmektir.


Grozni’de yeniden yapılan cami


Çünkü şu anda dünyanın süper güçlerinden birincisi, ikincisini kışkırtarak Ukrayna’ya saldırmasını sağladı. Savaşın 9. Günü. Rusya Ukrayna kentlerini acımasızca bombalarken, bu gün Avrupanın en büyük nükleer santrali olan Zaporijya santralini bombaladı. Bereket versin santralde büyük bir patlama falan olmadan yangın söndürüldü.


Patlama olsa Türkiye dahil tüm Avrupa ve hatta Rusya’da milyonlarca insan ölebilir ve miluonlarcası da radyasyondan etkilenebilirdi. İşin ilginci burayı bombardımana tutan Rusya’nın, santralin patlayıp patlamaması umurunda olmayıp durum tesadüfen böyle hafif atlatıldı. Yoksa santralin verdiği zararın ötesinde, dünyada bir nükleer savaşı başlatabilir ve dünyanın sonunu getirebilirdi. Yani bu şu demektir.

“Ben her şeyi göze aldım. İsterse bundan sonrası Tufan olsun, yansın dünya umurumda değil.”

Elbetteki dünya Rusya’nın bu kadar ileri gidilebileceğini, üstelik kendi topraklarının da çok yakınındaki bir nükleer santrali ölümüne vuracağını, kendi halkı dahil kimse beklemiyordu. Oysa Putin’in temel özelliği bu. Üstelik bir matadorun azgın bir boğayı kızdırması gibi yıllarca kızdırılıp kışkırtılmış. Böyle bir Putin’in neler yapabileceğini anlamak için Çeçenistan’da yaşananlara bakmak gerek diyorum.

Sıradan bir bürokrat iken Putin’i Putin yapan, Çeçenistan’da sağladığı başarıdır. Bilindiği gibi 1994-96 yılları arasında Çeçenistan, Rusya’ya karşı verdiği bağımsızlık savaşında büyük başarı sağlamıştı. Fakat beş yıl sonra 1999’da Çeçenistan Rusya’ya aittir söylemleriyle tanınan Putin başbakan olunca, Çeçenistan’a saldırdı. Çeçenistan cumhurbaşkanı Ahmedov ve oğlu Kadirov Birinci Çeçen Savaşında Rusya’ya karşı başarılı bir gerilla savaşı verdikleri halde Çeçen davasına ihane ederek Rusya’nın yanında yer aldılar. Grozni yerle bir olurken, yüz binden fazla Çeçen öldü. Yani güç kazandı.

Demem o ki, kötülükte, vahşette, cana kıyım ve yerleşimleri yıkımda devlet, rejim ve yönetenler arasında hiçbir fark yokur. Savaşa giren melekler bile bir anda vahşette canavarlaşmakta, kötülük düşünmede şeytanlaşmaktadır. Çünkü savaş her türden kötülük ve şeytani düşüncelerin toplamıdır. Ama savaştan daha kötü olanı ise bu kötülükleri yaşayan veya katlanmak zorunda olan insanların savaşları yücelterek ondan şan, şeref, kahramanlık çıkarması, ölenlere şehitlik payesi verilmesi ve savaşa tapılmasıdır.

Çünkü devlet denilince ilk akla gelen düşman sözcüğü olmaktadır. Oysa insan olması gerekmez mi? Ama ne yazık ki, devletler için insan devleti sırtında taşıması gereken bir araç olmaktan öte bir anlam taşımamakta ve işte bu yüzden de insani anlamda zurnanın son deliği bile değildir.

Devlet denilince ikinci gelen aklıma millet ve milliyetçiliktir. Çünkü devletlerin düşman yaratma konusunda en büyük yardımcısı, kullandığı en geçerli araçtır. Fakat burada millet kavramından, hiç boşuna insan anlamı çıkarmaya kalkışmayın. Çünkü buradaki millet kavramı sanal bir kavram olup tek tek bireyleri değil, topluca halkın tamamını, yani devleti temsil etmektedir. Bu yüzden etnik yapısı da önemli değildir. Hatta etnik yapısı en karmaşık olan ABD’de milliyetçilik en yüksektir.

Sonuç olarak devletler var oldukça insanlık bu çileyi çeke çeke bir gün kendisini ve yaşadığı doğayı yok edecektir. Televizyonda Ukraynayı izlerken 2012’de Grozni gezim geliyor aklıma, Ukrayna, Grozni ve savaş birleşiyor kafamda.


Grozni kadınlar kenti
Ben Grozni’yi 2012 Haziran başında gördüm. Pek çok özelliği ile dünyada gördüğüm en ilginç şehirdi. En önemlisi, erkekler ölmüş çekip gitmiş, geçim kadınların sırtına binmiş ve Grozni bir kadınlar kentiydi. Bundan sonraki yazımda Grozni’de gördüklerimi anlatacağım.