Ak partinin tarım ve orman bakanlarının yönetimde bulunduğu 19 yıllık süre içinde türkiye tarımı, ormanı ve hayvancılığı ile doğal yapısı sürekli kayıplar yaşadı. Fakat bu son bakan bekir pakdemirli ile tarım, orman ve hayvancılık bitme noktasına getirildi diyebiliriz.
Kimdir bakan derseniz, 10 temmuz 2018'den beri tarım ve orman bakanı olarak görev yapan bekir pakdemirli, gıda, tarım, hayvancılık, teknoloji ve otomotiv alanında serbest girişimcilik yaptı. Çeşitli şirketlerin kuruluşunda ve yönetiminde bulundu. Kanada merkezli küresel mccain food şirketinin ortadoğu danışmanlığını yapan bekir pakdemirli, turkcell, albaraka türk katılım bankası ve bim a.ş.’de yönetim kurulu üyeliklerinde bulundu.
Pakdemirli’nin celal bayar üniversitesi rektörü olan ağabeyi prof. Dr. Mehmet pakdemirli, khk kararıyla ihraç edilmiş olup fetöcülükten “ "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" suçundan 10 ağustos 2016 tarihinden bu yana tutuklu bulunuyor.
Bakanın tedbirsizliği kötü yönetimi yüzünden, antalya ve muğla başta olmak üzere türkiye genelinde on binlerce hektar ormanlık alan yandı. Havadan yeterince müdahale edilemediği için tepkileri üzerine çeken tarım ve orman bakanı bekir pakdemirli'nin iki danışmanının da “suç makinesi” oldukları ileri sürüldü.
Sözcü'ye konuşan akp'li bir kaynak, pakdemirli'nin 49 danışmanı bulunduğunu, bunlardan metin çamlı hakkından 64, arif barata hakkında da 47 suç kaydı bulunduğunu savundu. Resmi belgede sahtecilik suçundan 32 dosyası bulunan çamlı, bir yıl cezaevinde yattı. İhale yasaklısı ve ömür boyu kamu haklarından yasaklı olan çamlı, bakan adına et-süt birlikleri ve damızlık birliklerini yönetip maaş alıyor.
Arif barata da ihaleye fesat karıştırmak ve hırsızlıktan cezaevine girdi ve 9 ay cezaevinde kaldı. Hırsızlık suçundan 3 buçuk ay ceza aldı. Kamu görevlilerini tehdit, yaralama suçundan 4 ay ceza yedi. Özel hayatın gizliliği ve adam öldürmeye teşebbüs suçundan halen yargılamaları devam ediyor” diyen şahıs, pakdemirli'nin danışmanlarının durumundan akp'li yöneticilerin de rahatsız olduğunu, fakat partinin ve cumhurbaşkanı erdoğan'ın zarar görmemesi için sustuklarını söyledi” diyor.
Görüldüğü gibi pakdemirli, gerek çalıştığı kadrolar, gerek ormanların korunması için önlem almak yerine yanması için önlemsiz bırakılması gibi nedenlerle tamamen bir bataklığa saplanmış durumdadır. Bu yüzden sosyal medyada yanan her kuş, her kaplumbağa, her tavşan ve her canlıdan tarım ve orman bakanı bekir pakdemirli sorumludur, denilmektedir.
Ormanlar sadece yangınlarla yok edilmemektedir. Taş ocağı, maden ocağı, mermer ocağı diye bitki, hayvan ve diğer canlıların yaşadığı doğal ortam, açık yüzey işletmeciliği şeklinde çalışan şirketler eliyle yok edilirken, buralarda kullanılan dinamitlerle sular derinlere kaçmakta, buraların tozundan tarım alanları, insanlar ve tüm canlılar zarar görmektedir.
Fakat bakan pakdemirli’nin zararı sadece ormanlara değildir. Pakdemirli, tarım, orman ve sudan oluşan üç stratejik alanın, tarihte hiç olmadığı kadar önemli hale geldiğini belirtmesine karşın tarımın her kesimi ile hayvancılığı da bitirme noktasına getirmiştir. Akp öncesi türkiye tarım ve hayvancılıkta, dünyada kendi kendine yeterli yedi ülkeden birisi iken bu gün samandan soğana, tahıldan pamuğa, mercimekten nohuta, canlı hayvandan ete kadar hemen her şeyi ithal etmektedir.
*tarım orman bakanının geçmişte çalıştığı yurtiçi ve yurt dışı şirketler görevi gereği halktan ve devletten şirketlere aktarı esaslı olduğundan, devleti temsilde aciz kalmıştır.
*çağdaş demokratik bir ülkede üç yılda, yanlış yaptığı ve zara verdiği onlarca işten sonra, tarım orman bakanı bekir pakdemirli’nin on kere istifa etmiş olması gerekirdi. Ama bu sistemde bakanların istifa etme hakkı bile yok.
*devlet geçmişte teröristlerle fotoğrafı tesadüfen yan yana görünse bile bunlar hakkında soruşturma açarken, ağabeyi fetöcülükten tutuklu ve suç makineleriyle çalışan bir bakan baştacı edilmesi, bu tür kayırmacı, otokrat bağımsız devletlerin temel özelliklerindendir.