Dünya artık herhangi bir sıradan tehdit altında değil, çok sayıda ve devletlerin boyunu aşan çok büyük tehditlerle karşı karşıyadır. Devletlerin çabasıyla bu tehditlerin aşılması olanaksız olduğu gibi, aksine devletler tehditleri iyice büyüterek içinden çıkılmaz hale getirmektedir.

Çünkü mevcut sistemde her bağımsız devletin kendini savunmak için her tür ölümcül silahı üretme yarışı, hızla devam etmektedir. Bu yüzden bugün dünyadaki mevcut silahlarla on tane dünyayı yok etmek olanaklıdır.

Örneğin sibirya’dan fırlatılan bir nükleer bomba urallardan atlantik okyanusuna dek tüm avrupa’da insan nesline son verebilecek ölçektedir. Yani dünya namlunun ucundadır.

Bu durumda dünyanın geleceğini devletlere bırakabilir misiniz? Bırakırsanız, bir süre sonra manyak veya sapık bir diktatör veya dünya barışını savunan bir demogog dünyada yaşamı bitirebilir.

Ama asıl tehlike doğa bitmek üzeredir. Küresel ısınmada 2 derecelik artışın dünyada yaşamı alt üst edeceği ileri sürülürken artış 1,5 dereceye gelmiş yani insanlığın kaderi yarım derecelik bir artışa kalmıştır. Yarım derece sonrası kıyamet ise bunun önlem ve denetimini devletlere bırakabilir misiniz?

Onun için dünya birleşmeli ve dünyanın beka sorunu sayılan böyle bir durum asla devletlerin keyfiyetine bırakılmamalıdır. Kalıcı ve gerçek çözümler için üretimin, tüketimin, birikimin ve paylaşımın tüm dünya için birlikte planlanması, refahın ve mutluluğun paylaşılması, barış ve doğanın korunması gerekir.

 bağımsız devlet demek “ben ormanlarımı ister yakarım, ister keserim, istersem taş ocağı maden ocağı açarım. Bundan kime ne? Ben bağımsız devletim. Kendi ülkemde istersem göllerimi kurutur, atmosferimi ve denizlerimi kirletirim” demektir.

Ve genelde devletlerin uygulamaları aynen böyledir. Fakir ülke diktatörleri para için doğalarını hiç gözünü kırpmadan feda etmekte ve zengin ülkelere peşkeş çekmektedir.

 oysa bu yapılanların sonuçları o bağımsız ülkelerle sınırlı değildir. Tüm dünyayı ilgilendirir. Onun için dünya birleşmeli, çevre ve doğa sorunları tek merkezden yönetilmelidir. 

Bilim ve teknoloji, artık sürekli doğa ve insanlığın aleyhine çalışmaktadır. Mümkün olsa da bilim ve teknolojiden tamamen vazgeçilerek orta çağa dönülebilse. Ama bu hem mümkün değil ve hem de bilim ve teknolojinin açtığı yaralara merhem bulmak için de bilim ve teknolojiye ihtiyaç vardır.

Fakat unutulmamalıdır ki, devletlerin elinde denetimsiz başıboş bilim ve teknoloji, pimi çekilmiş bomba gibidir. Onun için dünya birleşmeli bilim ve teknoloji tek merkezden sıkı bir denetim altına alınmalıdır. Doğa ve insanlık aleyhine kullanımı önlenmelidir.

Yazımı buraya kadar okuduktan sonra hepinizin itiraz ve önerilerinizi duyar gibiyim. Birinci itirazınız, “dünyanın birleşmesi olanaksızdır. Dünya bu tür ütopik düşünceleri çok görmüştür. Hayal görüyorsunuz” dediğinizi duyar gibiyim.

Sizin bu düşüncenize benim yanıtım, iki soru şeklindedir. “birincisi dünya devletler sisteminden hoşnut musunuz? İkincisi, gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini boş verin dünyanın birleşerek tek merkezden yönetilmesini siz kendiniz olarak ister miydiniz?” Elbette ki yanıtlarınızı da bilmiyorum. Ama dünya nüfusunun büyük çoğunluğu bir yandan hayaldir mümkün değildir derken, öte yandan ben isterdim diyecektir.

*dünya, devletlerin boyunu aşan çok büyük tehditlerle karşı karşıyadır.

 

*dünya artık herhangi bir sıradan tehdit altında değil, çok sayıda tehdidin pençesinde olup bunların tek tek devletleri çabasıyla aşılması olanaksızdır.

*bağımsız devlet kendisini, ülkesinin doğasını yok etmede de bağımsız saymaktadır.

*bilim ve teknoloji devletlerin elinde pimi çekilmiş bomba gibidir. Bunlar tek merkezden tüm dünyanın selameti için kullanılmalıdır.