Bugün yaşadığımız dünya her yönüyle kötülük ve mutsuzluk çağrıştıran, hak ve adaletin yerini kaba kuvvete bıraktığı bir kurtlar sofrası. Bir sefalet ve ıstırap yeridir. Ahlak ve erdem bitme noktasını çoktan geçmiştir. 


trarzh-CNenfrdeitjafaptruesuk

Bugün yaşadığımız dünya her yönüyle kötülük ve mutsuzluk çağrıştıran, hak ve adaletin yerini kaba kuvvete bıraktığı bir kurtlar sofrası. Bir sefalet ve ıstırap yeridir. Ahlak ve erdem bitme noktasını çoktan geçmiştir.

Bu yüzden bu kapandan kurtulmak adına yapılan her çaba sonuçsuz kaldıkça, insanlar umutsuzluğa kapılarak, hiçbir şeyin fayda sağlayamayacağı inancıyla kaderine razı olup mücadeleden vazgeçmektedir.

Ne olur insanlar dünyaya gelişimizin neden ve sorumlulukları üzerinde azıcık kafa yorsalar. Ne olur maddenin atom altı parçacıkları, yerin yetmiş kat ötesindeki gök cisimlerini araştırıp inceleyen bilim insanlarımız, birazcık da yaşam ve insanı, insanın olması gereken yeri, devlet fert ilişkilerinde insandan yana iyileştirmeleri araştırıp öneriler sunsalar.

İnsanlığın yararına diye yapılan her tür bilimsel araştırmanın sonunda silaha dönüştürülerek yine insanlığa çevrileceği bilinciyle hareket edilse, bilim ve teknoloji tek merkezli dünya devletinin denetimi altına alınsa. Savaşa tapan, savaşlarla kendilerini tanrısallaştıran katilleri göklere çıkarmasak bir vahşet denizinde boğulanları şehit diye kahramanlaştırmasak…

Buradaki temel çelişki dünyayı düzeltmesini, beklediğimiz insanların zaten dünyayı bu hale getirenler olmasıdır. Çünkü dünyayı yaşanmaz hale getirenler politikacılar, askerler ve şirketlerdir. Biz istiyoruz ki bunlar merhamete gelip dünyayı yaşanabilir hale getirsinler, kötülüklere son vererek, sevgi egemen mutlu bir dünya yaratsınlar.

Oysa bugün dünyadaki kötü giden her şeyin sorumlusu bunlardır. Bunlar salt kendi çıkarlarını düşünür ve bunlar için dünyanın insanı, doğası, canlı cansız hiçbir varlığının hiçbir önemi yoktur. Fakat bizim 5000 yıllık geleneğimiz, kültürümüz gereği bir kahramanın gelip bizi kurtarmasını bekliyoruz. Ama görüldüğü gibi 5000 senedir dünya hep kötüye gitmekte ve kötülük zaman ilerledikçe kartopu gibi büyümekte ve insanlığın üstüne devasa bir çığ gibi düşmesi beklenmektedir. Yani kahramanlar devri kapanmış olup hiçbir kahramanın gücü dünyayı kurtarmaya yetmez.

Dünyayı yalnız ve ancak, sömürülen sıradan halklar değiştirebilir.

*Dünya bir sefalet ve ıstırap yeri ve sorumlusu da insanın kendisidir.
*İnsanlar varoluş neden ve sorumlulukları üzerine kafa yormalıdır.
*Dünyayı bozanlar düzeltemez.